21 Mayıs 2014 Çarşamba

HAYATI ÇEKİLİR KILANLAR-2 ; SOMA'dan MADENCİ MURAT ABİ


Tarihe not düşülsün;

    Murat Yalçın Soma'daki maden faciasından sağ kurtulan bir ağabey. Göçükten çıkarılıp ambulansa taşındığında kuruyor bu cümleyi. Daha sonra herkesin takdirini topluyor bu tavrı. Gazeteler, televizyonlar evinde ziyaret ediyor ağabeyi ve olayı soruyor. Murat abi " Temizlik imandan gelir derler, biz de Elhamdülillah Müslümanız" diyor. "Hem onlar bizim için gelmişler, bir de şimdi devlet malı yani, devlet malına zarar vermemek gerek, kul hakkı" diyor..

    Ne maden işletmecisinin, ne ilgili iş güvenlikçinin, ne devletin ilgili biriminin bilmediği bir dilde konuşuyor. Ancak nedense bize yabancı gelmiyor bu dil. Çok fazla değil şurada bir nesil önce Anne-Babalarımızın bize de öğrettiği bir dili konuşuyor Murat abi. "Kul hakkı" , "devlet malı..." kelimeler tanıdık ama... Hani biri cümle içinde kullansa anlayacağız yani... Ama maalesef Murat abiden başka kimse cümle içinde kullanmıyor.

   Sahi ne oldu bize. Eskiden sadece yapmadığımız zaman ayıplandığımız davranışlar öylesine unutulmuş ki...Bugün birisi yaptığı zaman nesli tükenmiş bir hayvan bulmuşçasına şaşırıyoruz. İnsani ve vicdani sorumluluktan ibaret olan o davranış, kaf dağındaki yedi başlı ejderhayı öldürmüşüzcesine ulusal bir kahramanlık oluyor.

  Biz de tüm samimiyetsizliğimizle izliyoruz onları. Profiller baretler, kömür karaları, siyah kurdelalarla doluyken, havanın azıcık ısınması ile birlikte sokaklarda bir amele yanığı muhabbeti başlıyor. Ya, yüzünü göz kalemiyle siyaha boyayıp, kafasında baretle çekildiği fotoğrafını profil resmi yaparken, amele yanığı olmamak için otobüste cam kenarına oturmaktan kaçan ablayı nereye koyalım? Tutup yakasından sarsası geliyor insanın, "amele yanığı dediğin şey kutsaldır" demek geliyor insanın içinden. "Güneşin vurduğu yerde çıkmaz, onun, ateşi içerden yakar insanı" diyesi geliyor..Susuyorum işte. Sususyoruz. Susuyorsun. Sus!

*satürn  sakini