4 Aralık 2017 Pazartesi

SATURN BLUES_1; New Orleans'lı Aşık Veysel




Blind Willie Mctell 1898 doğumlu, Amerikalı erken dönem blues şarkıcılarından. Ben, Bob Dylan diskografisini kurcalarken tesadüfen keşfettim. Melodisi hoşuma giden bir şarkının, hayali bir karakteri sandığım kişi meğerse gerçek biriymiş; Blind Willie Mctell... Dylan da şarkıyı üstad Willie'e ithafen yazmış zaten. (Bence, Yazı boyunca eşlik etsin size)



 Blind Willie Mctell, 50lerin sonlarına kadar yaşamış, şimdilerde bile nadir müzisyenin tercih ettiği 12 telli gitarda ustalaşmış sıradışı bir müzisyen. Bu afro-amerikalı abiye ve hikayesine baktığınızda sizde doğrudan bir Aşık Veysel çağrışımı olması kesinlikle sürpriz olmaz. Üstelik sadece Veysel gibi çocuk yaşta gözlerini kaybetmesine rağmen Allah vergisi bir yetenekle enstürmanında ustalaşmasıyla değil, içinde yaşadığı kültürün halk müziğini yapması, yani yaptığı müzik tarzının amerikan kültüründeki karşılığı, yaşadığı dönemde mensubu bulunduğu sosyal sınıf itibarı ile Aşık Veysel ile özdeşleştirdim ben de.. Yoksulluğu, taşralılığı, şarkılarında toplumsal konuları işleyen bir halk ozanı olması... Aşağı yukarı akran olan bu iki isimi bir arada düşününce, insanın aklından; birbirlerini tanısalardı kim bilir ne güzel iki dost olurdu diye geçiyor. Veysel tanısaydı onu, mutlaka adına bir türkü yakardı, Willie'nin delta blues'unu dinlerken Veysel'in karanlık gözlerinden yaşlar süzülürdü muhakkak... Birbirlerinin dilini bilmelerine gerek bile yoktu üstelik.  Ne güzel dost olurlardı.... Aynı okla vurulmuş iki av, aynı savaşta yaralanmış iki gazi arasında nasıl doğal bir çekim, bir yakınlık oluşursa, nasıl aynı dili konuşursa yürekleri ikisi hakkında öyle bir hisse kapılıyor insan. Willie'nin şarkılarını dinlerken sanki Veysel'in bir dostuna rastlamış gibi oldum.

 "Beni Hor Görme Kardeşim
Sen Altınsın Ben Tunç Muyum
Aynı Vardan Var Olmuşuz
Sen Gümüşsün Ben Saç Mıyım"

 diyen Veysel'in türküsünün, ailesi büyük çiftliklerde köle olarak zulüm görmüş Willie'nin ağıdı olmadığını kim söyleyebilir. Ya da Willie'nin "You got to die" şarkısının Veysel'in Kara Toprak türküsünün başka bir versiyonu olmadığını söyleyebilir misiniz?

You Got The Die
sadece iyi biri ol ve hazırlan, çünkü öleceksin.
sadece iyi ve hazırlıklı
belki yarın... Tanrım !
saatini ve dakikasını bilemezsin
sadece hazırlıklı ol

 sadece iyi biri ol birlik içinde yaşamak için, çünkü öleceksin.
sadece iyi biri ol
belki yarın... Tanrım !
saatini ve dakikasını bilemezsin

sadece iyi ol

sadece iyi biri ol düşmanlarını sevebilmek için, çünkü öleceksin.
sadece iyi biri ol...
belki yarın... Tanrım !
saatini ve dakikasını bilemezsin
sadece iyi ol

sadece iyi biri ol komşularını sevebilmek için, çünkü öleceksin.
sadece iyi biri ol...
belki yarın... Tanrım !
saatini ve dakikasını bilemezsin
sadece iyi biri ol...



Bir sokak sanatçısı olarak yaşamış ve ölmüş olan Willie, elinde gitarı ile Amerikayı bir baştan bir başa trenlerde kaçak yolculuk ederek dolaşmış, gittiği her yere müziğini götürmüş kimsesiz tuhaf bir adam. Ülkenin tüm pis ve ağır işlerini, beyazların aldığı ücretin 5'te 1'ine yapan, okula gitmeleri, otobüse binmeleri yasak olan bir toplumun sesi olmayı başarmış. Öyle ki onlarla aralarına kalın duvarlar çeken beyazlar bile, Willie'nin müziğini ve 12 telli gitarının tınısını dinleyebilmek için bazı kurallarını esnetmişler. 1956 yılında Amerika'nın kültürel müzik arşivini oluşturmak adına, bulduğu her sokak şarkıcısının, her halk ozanının sesini kaydeden Atlantic Records tarafından tesadüfen bir kayıt alınmışsa da bu kaydın ticari bir karşılığı olmamıştır. 1959 yılında büyük bir şöhreti olmayan bir sokak çalgıcısı olarak sefalet içinde ölmüş. Ancak hikayesi, gittiği yerlerde söylediği şarkıların etkisinden yıllarca kurtulamayan insanlar arasında dilden dile dolaşmış ve anlatıldıkça büyüyen bir efsane olarak yayılmış.  Dilden dile dolaşarak büyüyen hikayeler sayesinde ölümünden 10-15 yıl sonra hatırı sayılır bir üne ulaşmış. Hakkındaki söylentiler efsaneye dönüşünce yıllar önce Atlantic Records'un bu abi ile bir kayıt aldığı hatırlanmış ve arşivlerden çıkarılmıştır.


  Bu usta için , Amerikan folk ve blues müziğinin yaşayan efsanelerinden ve en güçlü kalemlerinden biri ona olan Bob Dylan'da hayranlığını, ona ithaf ettiği bir şarkıyla taçlandırmış. Blues üstadı Willie abi için yazılmış en güzel övgüyü yine bu işin usta kalemine bırakalım.

Bob Dylan - Blind Willie Mctell

Kapı kirişine saplanan ok görüldü
"New orleans'tan Kudüs'ün sonuna kadar
tüm bu toprakların lanetlendiği" söylendi.
Bir çok şehidin düştüğü tüm doğu Texas'ı dolaştım
ve ben, Hiç kimsenin Blind Willie Mctell gibi 
blues söyleyemeyeceğini biliyorum.

Baykuşun şarkı söylediğini duydum,
Onlar çadırlarını sökerken.
Çorak ağaçların üzerindeki yıldızlardı
tek dinleycileri...
Karakalemle çizilmiş çingene kızları
onlarla kuş tüyleri gibi kasılarak yürüyebilir
ama kimse blues söyleyemez
Blind Willie Mctell gibi

Büyük sömürge çiftliklerinin yanışını gör
Kamçıların şaklamasını duy
Tatlı manolya kokusu hisset
(ve) kölelik gemilerinin hayaletlerini gör
Onların kabilelerinin çığlıklarını duyabilirim
Cenaze levazımatçısının çanını da
Fakat kimse blues söyleyemez
Blind Willie Mctell gibi

Nehir kenarında bir kadın var
Kavalye gibi giyinmiş genç yakışıklı adamla birlikte.
Elinde kaçak bir viski şişesi tutyor
Otoyolda prangalı mahkumlar...
Onların isyan çığlıklarını duyabilirim
ve ben kimsenin blues söyleyemeyeceğini bilirim
Blind Willie Mctell gibi

Tanrı cenette
ve hepimiz onun sahip olduklarına sahip olmak isteriz
ama sahip olduğumuz tek şeyin
güç, açgözlülük ve yoldan çıkarılabilir bir soy olduğu görüyorum.
St James otelinin pencerisinden dışarıyı seyrederken
ve ben biliyoum; kimsenin blues söyleyemeyeceğini
Blind Willie Mctell gibi

*SatürnSakini